Tarihte her dönemin en kudretli hükümdarları Rodos’u fethetmek istemiştir. Romalılar, Saint John Şövalyeleri, Osmanlılar ve İtalyanlar bu adada birçok kültürel ve tarihi miraslarını bırakmışlardır.
14. ve 15. Yüzyıllarda St John Şövalyeleri, diğer adıyla Rodos/Malta Şövalyeleri ada mimarisinde en önemli izleri bırakmışlardır. Yüksek surlarla çevrili Eski Kent (Old Town), Rodos Şövalyeleri tarafından inşa edilmiştir ve bu bölge UNESCO Dünya Mirası Listesi‘ndedir.
1522 yılında Kanuni Sultan Süleyman´ın ordusuna yenik düşen Rodos, yaklaşık 400 yıl Osmanlı hakimiyetinde kalmıştır. Bu süre içinde birçok cami, imaret, mektep, medrese ve yol yapılmıştır. Bunlardan günümüze kalanlar 11 camii (ki bunlardan sadece Kanuni Sultan Süleyman Camii, İbrahim Paşa Camii faaldir), 18 mescit, 12 çeşme, 3 hamam, Sultan Süleyman İmareti, Saat Kulesi, Fethi Paşa Rüştiyesi, Hafız Ahmed Ağa Kütüphanesi gibi yapıtlardır.
Rodos Heykeli
Rodos Heykeli, Rodos şehrinin limanının girişinde bir zamanlar bulunduğuna inanılan Yunan tanrısı Helios’un 32 metre yüksekliğindeki tunçtan inşa edilen heykelidir. Bu heykel, Dünyanın Yedi Harikasından biri olarak da kabul edilmektedir. Liman girişinde duran heykelin bacaklarının arasından gemilerin geçtiği şeklinde bir rivayet vardır. Dorlar yaptıkları bir savaşı kazandıktan sonra zafer anıtı olarak ve ilahları Helios’a şükran borçlarını ödemek için bu heykeli yapmışlardır. Heykeltraş Khares‘in heykeli dökmesi 12 yıl sürmüş ve dev heykel M.Ö. 280’de tamamlanmıştır. Heykel M.Ö. 226 yılındaki bir depremde yıkılmış, birkaç asır yan yatmış halde kalmıştır.